top of page

DüÅŸük Doz Naltrekson

Ä°çindekiler

Önsöz

Önemli Bilgilendirme

Naltrekson Nedir?

Naltreksonun Etki Mekanizması

Neden DüÅŸük Doz Naltrekson (DDN)?

DüÅŸük Doz Naltrekson Nasıl Etki Eder?

Sıcak Şok Proteinleri

Otoimmun Tetikleyiciler Astım ve Allerji Tetikleyiciler ve Etkenler Kompleks Etkileşimler

Opioidlerin etkileri Hormon Dengesizliği Hormonlar ve Immun Sistem Sağlığı

Astım & Solunumsal Allerjiler

Eksorfinler

Geleneksel Tedavi Planı

Sistemler Arası İlişki

Sistemler Arası İletişim

DDN'nin Etki Yelpazesi

DDN'nin Immun Sistemin Hücreleri Üzerindeki Etkisi

Endorfinler Nasıl Etki Eder?

Otoimmun Hastalıklarda DDN

Kanserde DDN

Otizmde DDN

Allerjik Rinitte / Ciddi Allerjide DDN

Tiroid Hastalığında DDN

DüÅŸük Doz Naltrekson Uygulaması

DüÅŸük Doz Naltrekson Yan Etkileri

Güvenirlik

DDN EtkinliÄŸi

Naltrekson Toksisitesi

DDN Ä°laç EtkileÅŸimleri

Tedaviye BaÅŸlamadan Önce Hasta Seçimi Kriterleri

Dikkat Edilmesi Gereken Hasta Grupları DDN’nin Kontrendike OlduÄŸu Durumlar

DDN Dozajlaması

Kullanım Şekli

1. Otoimmun Hastalıklarda DDN Kullanımı

2. Kanserde DDN Kullanımı

3. Kronik Ağrıda DDN Kullanımı

4. Fertilite/Hamilelikte DDN Kullanımı

5. Anksiyete/Depresyon/Post Travmatik Stress Hastalığı/Travmatik Beyin Hasarında DDN Kullanımı

6. Çocuklarda DDN Kullanımı

7. Hayvanlarda DDN Kullanımı

DDN Dozaj Ayarlaması

1. Önerilen Tedavi Metodu

2. Çocuklar ve Çok Hassas EriÅŸkinlerde Dozajlama

DDN Hazırlaması ve Formulasyonu

1. Oral Likit DDN Formu

2. Kapsül ve Tablet DDN Formu

3. Dilaltı Damla DDN Formu

4. Transdermal Krem DDN Formu

Doktorlar Açısından DDN

Tedavisine BaÅŸlama Kriterleri Klavuz

1. Eğer Hasta Opiat Kullanmıyorsa

Maksimum Dozaj

2. Eğer Hasta Opiat Kullanıyorsa

DDN Reçetesi

DDN Kullanılan Hastalıklar

1. Kalp hastalıkları

2. Kronik Ağrı

3. Dermatolojik hastalıklar

4. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları

5. Endokrin Hastalıklar

6. Gastrointestinal Hastalıklar

7. Hematolojik/ Kemik İliği Hastalıkları

8. Ä°mmünoloji

9. Enfeksiyoz Hastalıklar

10. Onkolojik Hastalıklar

11. Nörolojik Hastalıklar

12. Göz Hastalıkları

13. Pediyatrik Hastalıklar

14. Psikiyatrik Hastalıklar

15. Akciğer Hastalıkları

16. Ürolojik Hastalıklar

17. Romatolojik Hastalıklar

18. Vaskülitler

19. Kadın Hastalıkları

DDN Ä°çeren Preparatlar

Referanslar

 

Önsöz

Naltrekson ile ilgili bilgilerimiz genellikle Farmakoloji derslerinden kalma opiat resptör antagonisti olması kadar sınırlıdır. Åžahsen, kendi branşım gereÄŸi bu tür ajanlara daha yakın olmama ve bu konuda kitap yazacak kadar bilgiye eriÅŸmiÅŸ olmama raÄŸmen, henüz meslek hayatımda Naltreksonla karşılaÅŸmamış olmamın da nedenlerini bu kitabı okuduÄŸunuzda anlayacağınızı tahmin edebiliyorum. DoÄŸrusu çoÄŸumuzu hiç de ilgilendiren bir konu deÄŸildir opiat reseptör antagonistleri ve madde bağımlılığı tedavisi. Fakat bu ilacın beklenenden farklı etkilerinin olması ve bu etkilerin birçok hastalığın temelini oluÅŸturan neredeyse salgın gibi artmakta olan otoimmun hastalıklara bir destek tedavisi ortaya çıkarması dikkate deÄŸer olmasını saÄŸlamıştır. Naltreksonun hikayesine gelince; Amerika BirleÅŸik Devletleri'nde opiat kullanımının artması sonucu, bağımlıları bu tür uyuÅŸturuculardan kurtarmak amacıyla reseptör blokerleri geliÅŸtirme amacıyla özel olarak dizayn edilmiÅŸ bir ilaç olduÄŸu gerçeÄŸiyle karşılaşırız. Fakat ilk belirlenen doz olan 50 mg-300 mg gibi bir aralıkta her ne kadar bağımlılıkla ilgili sorunların üstesinden gelse dahi ciddi yan etkileri (duygudurum deÄŸiÅŸiklikleri, uyku bozuklukları, kabus görme vb) nedeniyle kullanımı kısıtlı kalmıştır. Naltrekson daha sonraları, bağımlıların tedavisi ile ilgilenmekte olan New York'lu bir Nörolog ve aynı zamanda bir psikiatri uzmanı olan Dr.Bernard Bihari'nin özel ilgi alanı olmuÅŸtur. Dr.Bihari ve arkadaÅŸlarının ilacın etkinliÄŸini kaybetmeden yan etkilerinin en aza indirgenebileceÄŸi dozu araÅŸtırmaları sırasında en sonunda 3-5 mg'lık bir dozun dahi bunu baÅŸarabildiÄŸi bulunmuÅŸtur. Çok ilginçtir ki bu dozlarda hiç de beklenmedik baÅŸka faydalarının da olduÄŸu ortaya çıkmıştır. 50 mg gibi önerilen bir dozda bunu yapmıyor olmasına raÄŸmen, Naltreksonun 3-5 mg gibi küçük bir dozda endorfin salgılanmasında indirekt müthiÅŸ bir etkisinin olduÄŸu ve normalin %200-300'ü kadar endorfin salgısına yol açtığını gözlemlemiÅŸlerdir. Bu nedenle ilacı kullanan kiÅŸilerin daha mutlu hissettikleri, yaÅŸam kalitelerinde geliÅŸme kaydettikleri, aÄŸrılı semptomlarının düzeldiÄŸi ve hatta beklenmedik bir ÅŸekilde sahip oldukları otoimmun hastalıklarda da düzelmeler gözlenmesi Naltreksonun düÅŸük dozlarda kullanımının dikkate alınmasına yol açmıştır. 2013 yılında Norveç'te bir televizyon kanalında gösterilen Naltrekson belgeseli sonrası ülkede otoimmun hastalığı olanlarda DüÅŸük Doz Naltrekson kullanımı furyası yaÅŸanmış, bu durum saÄŸlık kayıtlarının düzenli tutulduÄŸu bu ülkede bu konu üzerinde derinlemesine geriye dönük saha çalışmaları yapılmasına da olanak vermiÅŸtir. FDA tarafınca sedece opiyat reseptör antagonisti olarak ve bağımlılık tedavisinde ruhsatlı olması Naltreksonun diÄŸer tüm hastalıklarda kullanımını “off label” konumuna düÅŸürmüÅŸtür. FDA regülasyonlarına göre bir ilacın bir hastalıkta kullanılması için gerekli olan çalışmaları finanse etmenin eski bir ilaç için neredeyse imkansız olması, daha doÄŸrusu ilaç firmalarının yapacakları araÅŸtırma giderlerini satış rakamlarından çıkarmalarının imkansız olması nedeniyle Naltreksonun kullanımının endikasyon harici kalmasına yol açmıştır. YaÅŸadığı süre boyunca Dr.Bihari'nin birçok ilaç ifrması ile yaptığı görüÅŸmeler de bu sebeple sonuçsuz kalmıştır. Bununla birlikte 90'lı yılların ortalarından itibaren Naltreksonun düÅŸük doz kullanımı baÅŸta Amerika kıtası olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde yaygınlaÅŸmış ve bu konuda kullanımı artırmak ve bilgilendirmek için çeÅŸitli dernekler, vakıflar ve organizasyonlar kurulmuÅŸtur. Günümüzde sosyal medyanın da daha etkin kullanılır olması bu tür mecralarda da hasta gruplarının birleÅŸmesine ve dayanışmasına yardım eder hale gelmiÅŸtir. Amerika BirleÅŸik Devletleri'nde reçetesiz satılan Naltrekson, Avrupa ülkelerinde de doktor reçetesine tabi iken ülkemizde kontrole tabi ilaçlar sınıfında yer almakta olmasının yanında iç piyasada bulunmamaktadır. Bu nedenle DüÅŸük Doz Naltrekson kullanımının gerek hekimlerce bilinmemesi ve gerek ilacın bulunurluluÄŸundaki sorunlar nedeniyle ülkemizde bu tedavi yöntemi hala daha emekleme aÅŸamasındadır. Bilinmelidir ki Naltreskonun hiçbir hastalık üzerinde direkt olarak tedavi edici bir etkisi yoktur. Vücutta endorfin salgısını artırmakla ilgili yarattığı sekonder etki ile ortaya çıkan birçok indirekt etkiye sahiptir. Bu durum kiÅŸiden kiÅŸiye deÄŸiÅŸen bir yanıttır. Çünkü her kiÅŸinin immun yanıtı farklıdır ve farklı tepkiler verir. Naltrekson bir kanser ilacı da deÄŸildir. Kanseri iyileÅŸtirmez. Özellikle kemoterapi alan hastalarda kullanımı ile ilgili dikkat edilmesi gereken özel konular vardır. Bu kitabın sonlarında yer alan ve Naltreksonun kullanıldığı hastalıklarla ilgili listede genellikle otoimmun hastalıklar veya otoimmun komponenti olan hastalıklar yer almaktadır. Bu liste daha da uzatılabilir. Her bir hastalıkla ilgili bilimsel veriler tam olarak ortaya konulmadıkça bütün bu hastalıklarda Naltreksonun kesinlikle etkili olduÄŸu kanısı düÅŸünülmemelidir. Åžu an itibarı ile yaklaşık 170 adet direkt DüÅŸük Doz Naltrekson ile ilgili ve çok daha fazla miktarda da etki mekanizması ile ilgili bilimsel yayın vardır. Bütün bilimsel yayınların dikkatle taranması ve somut verilerin elde olunması sonrası otoimmun hastalıklarda DüÅŸük Doz Naltrekson kullanımı ile ilgili daha detaylı bir kitap bu kitabın ikinci versiyonu olarak siz deÄŸerli okuyucular ile buluÅŸacaktır. Saygılarımla...

Dr.Feridun KaradaÄŸ

Önemli Bilgilendirme

Bu kitap saÄŸlık profesyonellerine yönelik olarak hazırlanmış bir kitaptır. Bu nedenle içeriÄŸinde kullanılan dil genel okuyucuya hitap etmeyebilecek tıbbi terimleri içerir. Bu kitapta yer alan bilgiler kiÅŸisel tıbbi konularda öneride bulunma veya bir doktora danışmanın yerine geçme amaçlı deÄŸildir. Bu kitaptaki materyaller yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve kalifiye bir saÄŸlık hizmeti saÄŸlayıcısı tarafından saÄŸlanan tıbbi tavsiye, teÅŸhis veya tedavi yerine geçmez. DüÅŸük Doz Naltrekson kullanımı FDA tarafından etiket dışı kullanımdır.

 

Naltrekson Nedir?

Naltrekson opiat antagonisti sınıfında yer alan bir ilaçtır. Normal ÅŸartlarda eroin ve morin gibi opiat ilaçların bağımlılığının tedavisinde kullanılır. Bu amaçla kullanım dozu günlük 50 ile 300 mg arasındadır. DüÅŸük Doz Naltrekson kullanımı New York'lu bir Nöroloji uzmanı olan Dr. Bernard Bihari tarafınca bulunmuÅŸ ve geliÅŸtirilmiÅŸtir. Bu amaçla kullanım dozu genellikle 1.5- 4.5 mg arasında deÄŸiÅŸmektedir. DüÅŸük Doz Naltrekson (DDN) Amerika BirleÅŸik Devletlerinde 1985'ten beri otoimmun hastalıklarda kullanılmakta olup Avrupa'da kullanımı nisbeten daha yenidir. Her ne kadar normal dozunun çok çok altında bir dozda kullanılıyor olsa dahi baÅŸlangıçtaki ve uzun dönem yan etkilerinin göz ardı edilmemesi gerekir.

 

Naltreksonun Etki Mekanizması

 

Naltrekson düÅŸük dozlarda kullanıldığında, beyin endorfinlerinin baÄŸlandığı opiyat reseptörlerine geçici olarak baÄŸlanarak endorfinlerin vücut tarafınca daha fazla üretilmesine yol açmaktadır. Endorfinler bir yandan vücutta aÄŸrıyı azaltmaya yol açarlarken diÄŸer yandan bağışıklık sisteminin ÅŸefi sayılan T helper hücrelerinin sayıca artmasına yol açarlar. T helper hücrelerindeki artış bağışıklık sisteminin daha düzgün ve de verimli çalışmasını saÄŸlar. Bu sayede bağışıklık sistemince vücuttan uzaklaÅŸtırılamayan antijenler ve de vücuda zararlı maddeler ve aynı zamanda tümör hücreleri tanınarak bertaraf edilirler. Endorfinlerin üretimindeki aşırı artış sonucu aÄŸrılı semptomlarda azalma olmakta ve hastaların yaÅŸam kalitesi artmaktadır. Genellikle DüÅŸük Doz Naltrekson ilk aylarda 3 mg dozda baÅŸlanıp daha sonra 4.5 mg'a kadar çıkılmaktadır. Günlük 3 mg dozdan sonra hastaların spazmlarda çözülme, yorgunluÄŸun azalması, mesane kontrolünün ve ısıya toleransın artması ve mobilite, uyku, aÄŸrı ve tremorda düzelme gibi faydaları belirttikleri rapor edilmiÅŸtir.

 

Neden DüÅŸük Doz Naltrekson (DDN)?

Günümüz tıbbında bir çok otoimmun hastalıkta sadece hastalığın semptomlarına yönelik tedavi yapılabilmektedir. Genel olarak kullanılan ilaçların çoÄŸu da otoimmun hastalıklar için klinik çalışması yapılmış ilaçlar deÄŸillerdir. DDN, otoimmun hastalıkların hangi döneminde olursa olsun fayda gösteren bir ilaçtır. Otoimmun hastalıklarda hastalıklara özel geliÅŸtirilen ilaçların etkileri hastalıkların seyrini yavaÅŸlatmaya çok nadiren de durdurmaya yöneliktir. Ayrıca bu ilaçların bir çok yan etkileri bulunmakta ve bu nedenle hastaların büyük çoÄŸunluÄŸu bu nedenlerle ya tedaviye baÅŸlama kriterlerine uyamamakta ve ya tedaviyi devam ettirememektedirler. Bu tür ilaçların yüksek maaliyetli olmaları nedeniyle sosyal güvencesi olmayan kiÅŸilerin de bu ilaçlardan genellikle mahrum kalmasına yol açmaktadır. Örnek olarak Multipl Skleroz hastalığı olanların sadece yüzde otuzluk bir kısmı bu hastalığa özel geliÅŸtirilmiÅŸ ilaçları kullanabilmektedir. Bu ilaçları kulanan yüzde otuzluk grupta da beklenti atakların sayısını ve ÅŸiddetini azaltabilmekten öteye geçmemektedir. Ä°nterferon türevi ilaçların hasta başı malliyeti yıllık 10,000-15,000 USD civarında iken DDN'un yıllık maaliyeti sadece 250-300 USD civarındadır. 16.000 üzerinde Amerikalı kullanıcının veridiÄŸi bilgiler ışığında DDN kullanıcılarının %98'i MS ilerlemesinde durma ve genellikle tedavi baÅŸlangıcından itibaren günler ve haftalar içinde genel durumlarında iyileÅŸme olduÄŸu belirtilmiÅŸtir. DDN mucizevi bir ilaç ya da tedavi seçeneÄŸi olmamakla birlikte, oldukça düÅŸük dozlarda neredeyse çok çok az yan etki ile çoÄŸu hastada semptomların iyileÅŸmesine yol açmaktadır. Semptomların çoÄŸunda ilk bir kaç hafta içerisinde belirgin düzelmeler gözlenebilmektedir. DDN dünya üzerinde binlerce hasta üzerinde kullanılagelmiÅŸtir. DDN, evresi her ne olursa olsun, MS hastalarında oldukça etkili olmakla birlikte MS hastalığında klinik çalışması yapılmadığı için doktorlar tarafınca reçete edilmesinde oldukça sıkıntı yaÅŸanmaktadır. Bu gibi sebeplerle diÄŸer otoimmun hastalığı olan hastalar da bu ilaca ulaÅŸmada sıkıntı yaÅŸamaktadırlar.

DüÅŸük Doz Naltrekson Nasıl Etki Eder?

DDN opioid reseptörleri birkaç saatliÄŸine baÄŸlayarak vücutta endorfin üretiminin artmasına yol açar. Endorfinler bağışıklık ve endokrin sistemin düzenli çalışmasında yer alan biyolojik maddelerdir.

Sıcak Şok Proteinleri

Allerjik ve otoimmun hastalıklar eksojen ve endojen antijenlere karşı geliÅŸmiÅŸ deÄŸiÅŸmiÅŸ immun yanıtların sonucudurlar. Oldukça fazla miktarda araÅŸtırma sonuçlarına göre allerjilerle otoimmunite arasında ortak bir patojenik baÄŸ bulunmaktadır. Sıcak Åžok Proteinleri otoimmun hastalıkların antijenleri olarak tanınmakla birlikte çevresel allerjenlerin ana etken maddeleridirler.

Otoimmun Tetikleyiciler

Çevresel toksinler ve dietsel faktörler, stress, erkek/diÅŸi hormonları, tiroid, adrenaller, HPA gibi hormonsal endokrin disfonksiyonlar, uyku bozukluÄŸu, enfeksiyon ajanları, allerjenler, genetik faktörler

Astım ve Allerji Tetikleyiciler ve Etkenler

Çevresel toksinler, enfeksiyöz ajanlar, dietsel faktörler, endokrin disfonksiyon, stres, uyku bozukluÄŸu, genetik faktörler

Kompleks EtkileÅŸimler

BaÅŸlatıcı faktörler (yatkınlık genleri/çevresel uyaranlar) ve module edici faktörler (seks hormonları/nöroendokrin etkenler) arasındaki etkileÅŸimlerin bir modelinin otoimmun hastalıkların ilerlemesinde etkili olduÄŸu bulunmuÅŸtur. (1) Tetikleyicilerin neden olduÄŸu olaylar dizisi; 1) Hipotalamik- pituiter-adrenal (HPA) aksının aktivasyonu 2) Glukokortikoidlerin salınımı ve sempatik sinir sisteminin stimulasyonu 3) Epinefrin ve Norepinefrin salınımı ve endojen opioid peptidlerin mobilizasyonu Opioidler vucuttaki tüm hücrelerde etkilidir. Opioid peptidlerin immun yanıt üzerindeki modulatör etkisinin anlaşılması özel bir öneme sahiptir. Bu maddeler, B ve T lenfositleri, Natural Killer (NK) hücreleri, monositler, makrofajlar ve nötrofiller gibi immun yanıtta rol alan tüm hücre tipleri üzerinde yer alan oipoid reseptörler üzerinde direkt etkiye sahiptirler. Lenfositler de bu peptidleri sentezlerler ve lenfositler dolaşımda olduklarından ve ihtiyaç olan alanlara göç edebildiklerinden bu peptidlerin ihtiyaç duyulan bölgelere daha kolay ulaÅŸmasını saÄŸlarlar. Böylelikle bu peptid-immunite hücresi etkileÅŸimi doÄŸal ve spesifik immun yanıtların oluÅŸmasında özel bir yer alırlar. (2) Opioidlerin etkileri

 Enflamatuar sitokinleri artırırlar

 HPA aksını bozarlar

ï‚· KiÅŸisel immun sistem üzerinde inhibitör bir etkisi vardır

ï‚· Vücudun iyileÅŸme fonksiyonlarını inhibe ederler

 Enfeksiyonlara yatkınlığı artırırlar.

Hormon DengesizliÄŸi

HPA (Hipotalamus-Pitüiter-Adrenal) aksının kesilmesi ve otoimmun/enflamatuar hastalıklara yatkınlık arasındaki iliÅŸki birçok hayvan modeli, türler, cinsler ve hastalıklarda açıkça gösterilmiÅŸtir. (3)

Hormonlar ve Immun Sistem Sağlığı

Seks hormonları; immun mekanizmaları, lenfositlere evsahipliÄŸi yaparak, adezyon moleküllerinin ekspresyonunu saÄŸlayarak, Th1 ve Th2 yanıtları arasında dengeyi saÄŸlayarak, sitokin genlerin transkripsiyon ve translasyonunu saÄŸlayarak, antijen presentasyonu ve T hücre reseptör sinyalizasyonu ile direkt olarak etkilerler. (4)

Astım & Solunumsal Allerjiler

TH2 enflamatuvar sitokinler, (CD3, CD4, CD5, CD9, CD13), astım ve allerjilerin altında yatan primer mekanizmalar olarak bilinirler. Kortikosteroidlerle tedavinin primer amacı artmış ve anormal sitokinlerin azaltılmasıdır. Granulosit-makrofaj koloni stimüle eden faktör; eosinofilleri, oluÅŸan bir mukozal hasar alanına yönlendirir ve aktive derler. IgE; histamin ve lökotrienlerin salınımını tetikleyerek semptomların oluÅŸmasını saÄŸlar.

Eksorfinler

Eksorfinler morfin gibi etkileri olan vucüt dışı küçük peptidlerdir. Gluten, kazein ve bazı gıda maddeleri hassas bünyeli kiÅŸilerde eksorfinleri üretebilirler. Bazı çalışmalar eksorfinlerin allerjilere yol açtığını ve aynı zamanda allerjik yiyeceklere olan isteÄŸi de artırdıklarını göstermiÅŸlerdir.(5)

Geleneksel Tedavi Planı

Metotreksat ve Remicade, Humira ve Enbrel gibi TNF alfa inhibitörlerini içeren anti-kanser ilaçları immun sistemi baskılarlar. Streoidlerin uzun dönem adrenal supresyon, semptomlarda kötüleÅŸme ve bağımlılık yapma ihtimali vardır. NSAID'ler osteoartrit, gastrointestinal kanama gibi risklerin artmasına yol açabilirler. Bütün bu ilaçlar sadece semptomların azalmasına yol açarlar, fakat hastalığın esas nedenini ortadan kaldıramazlar ve de ciddi yan etkilere sahiptirler.

Sistemler Arası İlişki

1980'lerin baÅŸlarında vertebral organizmaların Sinir, Endokrin ve Ä°mmun Sistem arasındaki iliÅŸkinin saptanması ile bu sistemlerden herhangi birinden kaynaklanan kimyasal sinyaller veya mediatörlerin diÄŸer iki sistemi de etkileyebileceÄŸi anlaşılmıştır.(6)

Sistemler Arası İletişim

Sinir, Endokrin ve Ä°mmun Sistem arası iletiÅŸim organizmanın stabilitesi için zorunludur. Bu üç sistemin arasındaki iletiÅŸimi sitokinler, hormonlar ve nöropeptidler, sinyalizasyon molekülleri olarak yürütürler. Bu üç sistemde de aktif olan nöropeptidler bir miktar immunomodulatör etki gösterirler.(7)

DDN'nin Etki Yelpazesi

Enkefalin/ endorfin üretimini artırır. Vücutta ve bağırsaklarda  proenflamatuvar sitokinlerin salınımını bloke eder. T ve B lenfosit üretimini modüle eder. Ä°mmun yanıtın TH2'den TH1'e dönmesini saÄŸlar. HPG  (Hipotalamus- Pitüiter-Gonadal) ve HPA (Hipotalamus- Pitüiter-Adrenal) aksını modüle eder.

 

DDN'nin Immun Sistemin Hücreleri Üzerindeki Etkisi

 Makrofajlarca indüklenen Tümor Nekroz Faktör (TNF) oluÅŸumunu inhibe eder. Nötrofil fagositik aktivitesini module eder. Eosinofil üretimi ve  etkileÅŸimini module eder.

Endorfinler Nasıl Etki Eder?

Enflamatuvar sitokinleri azaltır. Kronik enflamatuvar ve degratuar hücrelerin (TH2) çalışmasını azaltır. Ä°yileÅŸme, yeniden büyüme ve yenileme ile ilgili hücrelerin (TH1) çalışmasını artırır. NK hücre aktivitesini stimüle eder.

Otoimmun Hastalıklarda DDN

Naltreksonun otoimmun hastalıklar ve kanserdeki etki mekanizması tam olarak anlaşılamamıştır. Olası etki mekanizmasının opiat reseptörlere baÄŸlanarak endorfin salınımını indirekt olarak artırması ve dolaşıma salınan endorfinlerin immun yanıtı yukarıda detayları verildiÄŸi ÅŸekilde artırması yolu ile olduÄŸu varsayılmaktadır. Aynı zamanda endorfinlerin üretiminin reaktif olarak artması aÄŸrılı semptomlarda azalma ve de iyi hissetme halinde artışa yol açar. Endorfinlerin seviyesinde artış T lenfositlerin sayısını artırarak, immun sistemin stimulasyonuna yol açar. Bu etki Dr.Bihari'nin araÅŸtırmalarında gözlenmiÅŸtir. T hücre sayısında artış T hücreleri arasındaki dengeyi de düzenler ve hastalıkların seyri üzerinde olumlu etki görülmeye baÅŸlar. DDN'nin aynı zamanda immun hücreleri stimülasyonunda veya normal fonksiyona dönmelerini saÄŸlamada da direkt bir etkisi vardır. Naltrekson TLR4 reseptörlerine baÄŸlanarak immun sistemin düzenlenmesi üzerinde pozitif bir etki yapar. Bu etki sayesinde Chron hastalığında ve de Ülseratif Kolitte düzelme olduÄŸu gözlenmiÅŸtir. (8-9-10-11)

Kanserde DDN

DR. Ian Zagon tarafınca yürütülmekte olan Multiple rezistan meme kanseri üzerine yeni yapılan bir çalışmada Naltreksonun p21 cyclin bağımlı inhibitör kinaz yolağı üzerinde etki ederek meme kanseri hücrelerinin geliÅŸmesini durdurabileceÄŸi gösterilmiÅŸtir.(12) Bu etki ikinci bir çalışma ile de teyit edilmiÅŸtir. Bu yolak meme kanserlerinin büyük bir kısmında ve de bir çok solid tümörde vardır. Bu çalışma multipl rezistan meme kanserleri olan hastalar için bir umut içermektedir.Ä°ngilterede birçok merkezde her tür kanser için DDN kullanılmaktadır. Londra Universitesi Koleji Onkoloji profgesörü Prof. Angus George Dalgleish, kanser hastalarında DDN kullanımı konusunda oldukça deneyim sahibidir. Yeni yapılan çalışmalarda DDN'nin akciÄŸer, bağırsak ve melanoma vakalarında da etkili olduÄŸu gösterilmiÅŸtir. Dr. Zagon'un çalışması bu tür durumlarda ve de diÄŸer solid tümörlerde etkili olabileceÄŸine iÅŸaret etmektedir. Dr.Berkson tarafınca Alfa Lipoik Asit ve DDN'nin kombine kullanıldığı Berkson Metodu isimli bir tedavi yöntemi de tanımlanmıştır. (13) Bu yöntem ile kuvvetli bir antioksidan olan alfa lipoik asitin DDN ile kombinasyonunun tek başına DDN'den daha da etkili olacağı belirtilmektedir.

Otizmde DDN

DDN, çocuklarda otizm konusunda deneyimli doktorlarca kullanıldıktan sonra birçok doktor tarafınca kullanılmaya baÅŸlanmıştır. Bu durum geniÅŸ bir ÅŸekilde tartışılmıştır ve mekanizma olasılıkla enflamasyon ve direkt nörolojik etkilere baÄŸlı olduÄŸu düÅŸünülmektedir. (14) Enteresan bir ÅŸekilde otizmde kullanılan doz eriÅŸkinlerde oral olarak verilen dozla aynıdır ve sıklıkla DDN'nin krem formu kullanım kolaylığı açısından tercih edilir.

Allerjik Rinitte / Ciddi Allerjide DDN

Birçok ciddi allerjik riniti olan hasta baÅŸka bir otoimmun hastalık için DDN kullandığında semptomlarının çözüldüÄŸünü belirtmiÅŸlerdir. Bu durum birçok ciddi allerjisi olan hastaların, var olan tedavilerine anti histaminiklere ek olarak DDN eklemelerine yol açmıştır. Etki mekanizması olasılıkla TLR-4 üzerinden olmaktadır fakat bu mekanizma özel olarak araÅŸtırılmamıştır.

Tiroid Hastalığında DDN

Tiroid hastalığı olan kiÅŸilerin genellikle ciddi bir otoimmun komponenti de vardır. DDN kullanımı genellikle immun sistemin baskılanmasına yol açarak hipotiroidizmde azalamaya ve de semptomlarda düzelmeye yol açar. Tiroid hastalığı olan hastalar DDN kullanmaya baÅŸladıklarında hızlı bir ÅŸekilde hipertiroidizme yol açabileceÄŸinden, tiroid ilaçlarının dozunu azaltmaları gerekebilir. Mekanizma konusu kesin olmamakla birlikte olasılıkla OGF/endorfin yolağı üzerinden olduÄŸu düÅŸünülmektedir. (15) Sonuç olarak DDN'nin etki mekanizması ile ilgili birçok yolak araÅŸtırılmaktadır. DDN'nin baÄŸlandığı ve de inhibisyona yol açtığı etkilenen biyolojik sistemlerin sayıca oldukça fazla olması nedeniyle bu konuda birçok alanda araÅŸtırma yapılmakta olması sürpriz deÄŸildir. Gözle görülür bir ÅŸekilde birçok otoimmun hastalığı durdurma-düzeltmeye yol açması oldukça heyecan verici olmakla birlikte bazı tümör tiplerinde geliÅŸmeyi durdurma ve dağılmayı engelleme özelliklerinin olması çok daha heyecan vericidir.

DüÅŸük Doz Naltrekson Uygulaması

DDN çoÄŸunlukla Kronik Yorgunluk Sendromu (KYS), Multipl skleroz (MS), myaljik ensefalopati (ME), otoimmun tiroid hastalıkları ve çeÅŸitli kanserlerde kullanılmaktadır. Birçok immun hastalığın DDN'ye yanıt verebileceÄŸi düÅŸünülmektedir. Bu kadar çok çeÅŸitli hastalıkta etkili olabilmesi nedeniyle nasıl olup da tek bir ilacın tüm bu patolojilerde pozitiif bir etkiye sahip olduÄŸu birçok klinisyen tarafınca anlaşılamamaktadır. Öncelikle anlaşılması gereken DDN içindeki Naltrekson'un 50:50 miks ÅŸekilde iki farklı yapıda izomerden meydana geldiÄŸinin bilinmesidir. Bu izomerlerden birisinin immun hücrelere diÄŸerinin de opioid reseptörlere baÄŸlandığı yakın bir zaman önce keÅŸfedilmiÅŸtir. Tamamen neredeyse aynı içeriÄŸe sahip olmakla birlikte bu iki farklı izomerler farklı biyolojik aktiviteye sahiptirler. DDN üzerinde 10 yıldan daha fazla süren çalışmlar göstermiÅŸtir ki LevoNaltrekson opioid /endorfin reseptörlerinin bir antagonistidir. Bu sebeple endorfin salınımına yol açar. Artmış endorfin salınımı, immun yanıtı modüle eder, istenmeyen hücrelerin büyüme hızını azaltır. Ortamda bağışıklık sistemine ait hücre olmaması durumunda bile Dextro-Naltrekson bir antagonist olarak etki gösterir. TLR yi suprese ederek sitokinlerin module ettiÄŸi immun sistemi antagonize eder. TLR iliÅŸkili NF-kB üretimini antagonize ederek enflamasyonu azaltarak onkogenlerin etkisini azaltır. 50-300 mg gibi yüksek dozlarda Naltrekson, reseptörleri uzun süreli iÅŸgal ederek immunomodulatör etkiyi engeller. Bu nedenle immunomodulatör etkiyi saÄŸlayabilmek için klinik deneyimlere göre maksimum 4,5 mg olmak üzere 0,5-10mg aralığında bir dozda kullanılması gerekmektedir.

DüÅŸük Doz Naltrekson Yan Etkileri

DDN kullanan çoÄŸu hasta ciddi bir yan etki bildirmemiÅŸlerdir. MS hastalarında baÅŸlangıçta semptomlar kötüleÅŸebilir, yorgunluk artabilir ve ya spastisite artabilir. Kronik Yorgunluk Sendromu/Myaljik ensefalopati'de nezle benzeri semptomlar ortaya çıkabilir. DDN eÄŸer gece vakti alınırsa uyku bozukluklarına yol açabilir ki bu durum artmış endorfin salınımına baÄŸlı olabilir. Bu deÄŸiÅŸiklikler kabus görmeye ya da uykusuzluÄŸa yol açabilir. Birçok çalışmada DDN baÅŸladıktan hemen sonra hastalarda T lenfosit sayısında dramatik bir ÅŸekilde artış olduÄŸu gözlenmiÅŸtir. Bu durum otoimmun hastalığı olan ya da kanser hastalarında önemli bir fayda saÄŸlar. Fakat bu durum Multipl Skleroz hastalarında direkt olarak kanıtlanmamıştır. Klinik deneyimler tedavi edilen hastaların yüzde onundan azında baÅŸlangıç semptomlarının kötüleÅŸtiÄŸi ve ya ciddiyetinde artış gözlendiÄŸi ve bu durumun bazen haftalarca sürdüÄŸü gözlenmiÅŸtir. Bazen DDN'den beklenen faydanın gözlenmesinden önce, iki veya üç ay boyunca bu semptomların devam ettiÄŸi gözlenmiÅŸtir. EÄŸer yan etkiler sıkıntı yaratacak boyutta ise 7 günlüÄŸüne dozu %50 oranında azaltmak iyi bir yöntem olabilir. Bazı hastalarda çok seyrek olarak bulantı, konstipasyon, diare gibi gastrointestinal yan etkiler de geliÅŸebilir. Bu yan etkilerin sebebi tam olarak bilinmemekle beraber bağırsaklardaki delta opiat reseptörlerinin sayıca çok olmasına baÄŸlı olabilir. Bu tür yan etkiler, hastalarda DDN sublingual damla kullanarak DDN'nin gastrointestinal sistemi atlayarak direkt olarak kan dolaşımına geçmesiyle üstesinden gelinebilir. Bu tür yan etkiler gözlenen hastalar doktorlarına danışarak haftada 0.5 mglık doz artırımları yapmalıdırlar. EÄŸer mide problemleri gözleniyorsa omeprazole, ranitidin, gaviscon, pepto bismol gibi ilaçlar kullanılabilir. Fakat kaolin&morfin veya loperamid, imodium kullanılmamalıdır.

Güvenirlik

Naltrekson baÅŸlangıçta insanlarda 50-100 mg aralığında güvenli bir ÅŸekilde test edilmiÅŸtir. Crohn hastalığında yapılmış birçok çalışma mevcuttur. DüÅŸük Doz Naltrekson kullanılan çalışmalarda ÅŸimdiye kadar önemli bir sorunla karşılaşılmamıştır. DDN çok düÅŸük dozlarda kullanıldığı sürece herhangi bir zarar vermeyecek gibi gözükmektedir. 50 ile 300 mg arasındaki dozlarda karaciÄŸeri etkileyebilir. Var olan karaciÄŸer ve böbrek problemleri olan DDN kullanan hastalarda metabolik fonksiyonlar doktorlarınca kontrol edilmelidir. DDN'nin intermittan opioid bloke edici etkisinin ve uzun süreli kullanımına baÄŸlı yan etkiler ile ilgili herhangi bir çalışma yürütülmemiÅŸtir. Naltrekson yüksek dozda kullanıldığında farklı etkiler gösterir ve DDN kullanımının yüksek Doz Naltrekson kullanımındaki ile benzer yan etkiler gösterip göstermeyeceÄŸi bilinmemektedir. Uzun dönem DDN kullanmayı düÅŸünen hastalar yan etkiler konusunda dikkatli olmalılardır. DDN kan dolaşımında uzun süreli kalmadığından dolayı ciddi aÄŸrı tedavisinde opioid kullanılması gerektiÄŸinde, herhangi bir yan etki gözlenmeksizin kullanılabilir. Bolton ve ark. yürüttüÄŸü bir çalışmada Naltreksona baÄŸlı olası ciddi yan etkiler araÅŸtırıldı. (16) Ciddi yan etki olarak beklenen ilaca baÄŸlı ölüm, kalıcı sakatlık, hayatı tehdit edici bir durum ve ya hastanede yatarak tedavi olmayı gerektiren durumlar belirlendi. Bu konuda yapılan çalışmalar gözden geçirilerek meta analiz yapıldı. Yapılan tüm çalışmaların istatistiksel sonuçlarının verileri toplanarak elde edilen sonuçlarda ciddi yan etkiler açısından Naltrekson ile Plasebo arasında benzerlik olduÄŸu gözlenmiÅŸtir. Yani Naltrekson Plasebonun sahip olabileceÄŸinden daha fazla yan etkiye neden olmamaktadır. Bu çalışmada kullanılan Plasebo tabletleri görünüm ve tat olarak Naltrekson ile aynı idi. Bu çalışmada deneklerin yarısına Plasebo verildi. Plasebo kullanan insanlar semptomlarında bir düzelme ya da yan etki oluÅŸması beklentisi içerinde olduklarında “plasebo yanıtı” adı verilen bir durumla karşılaşılır. Yani beklentisel yan etkiler ya da semptomlarda düzelme gözlemlenebilir. Bu nedenle plasebo kontrollü çalışmalarda Naltrekson ile plaseboya baÄŸlı semptom yanıtların (bu çalışmada ciddi yan etkilerin) karşılaÅŸtırılması yapılmıştır. Naltreksonun kullanıldığı, alkol problemleri olan kiÅŸilerin dahil edildiÄŸi çok çeÅŸitli durumlarla ilgili klinik deneylerin taranmasında alkolizme baÄŸlı ölümle dahi sonuçlanan bir çok ciddi yan etkinin olmasına raÄŸmen, herhangi bir Naltrekson dozuna baÄŸlı (3mg'dan 250 mg'a kadar) hiç bir dozda plasebo ile Naltrekson arasında bir fark gözlenmemiÅŸtir ki bu da Naltreksonun güvenililirliÄŸini göstermektedir. Bununla birlikte DüÅŸük Doz Naltrekson ile ilgili çok az çalışma olması nedeniyle istatistiksel olarak bir sonuç vermek imkansızdır. Bugüne kadar yapılmış olan çalışmalar DDN'nin uzun dönem kullanımının güvenirliliÄŸi hakkında bilgi verememektedir. Çünkü yapılmış olan çalışmaların en uzunu bir yıllıktır ve çoÄŸu çalışma bu süreden çok daha kısa sürelidir. Uzun süreli güvenirlik verileri ancak reçete veritabanlarından elde edilebilir. DDN için uzun dönem güvenirlilik hakkındaki en iyi veriler Norveç Reçete Veritabanından gelmektedir. 2013 yılındaki bir belgesel sonrası Norveç populasyonunun yaklaşık %0.3'ü düÅŸük doz Naltreksonu denemiÅŸlerdir. Norveç, Ulusal SaÄŸlık Servisine sahip bir ülke olmasından dolayı tüm reçeteler merkezi bir sistemde monitörize edilmektedir. Bu sayede Norveçli araÅŸtırmacılar Crohn hastalığı olan ve DDN alan kiÅŸilerde konvansiyonel tedavilerin azaldığını bulmuÅŸlardır. Bu bulgular DDN'nin uzun dönemli kullanımında etkili olduÄŸunu düÅŸündürmektedir. Norveçli araÅŸtırmacılar DDN'nini uzun dönemli kullanımının güvenirliÄŸini de araÅŸtırmaktadırlar. DDN'ye baÅŸlayan çoÄŸu hasta ciddi bir yan etki tariflemezler. Multipl Sklerozu olan kiÅŸilerde baÅŸlangıçta semptomlar kötüleÅŸebilir, yorgunlukta artma ya da spastisitede artış gözlenebilir. Kronik Yorgunluk sendromu/Myaljik Ensefalopati'de ani baÅŸlangıçlı nezle benzeri semptomlar ortaya çıkabilir. DDN eÄŸer akÅŸam saatlerinde alınmışsa uyku bozukluÄŸuna yol açabilir. Bu durum canlı rüyalar görme ya da uykusuzluk ÅŸeklinde ortaya çıkabilir. DDN'nin akÅŸam saatlerinde alınmasını önerenler olduÄŸu gibi sabah saatlerinde alınması ile de oldukça iyi sonuçlar elde edilebilir. Oldukça dramatik sayıdaki çalışmada DDN almaya baÅŸlayan kiÅŸilerde T lenfosit sayılarında artış olduÄŸu kaydedilmektedir. Bu otoimmun hastalığı olanlarda ya da kanser hastalarında gözlenen yararların bir sebebi olabilir. Kullanıcıların yüzde onundan daha azında kimi zamana haftalarca süren bir ÅŸekilde yan etki semptomları gözlenebilmektedir. Çok nadir bir ÅŸekilde beklenen faydanın görülebilmesine kadar 2-3 ay boyunca semptomlar görülebilmektedir. EÄŸer yan etkiler sorun yaratıyorsa dozu 0,5 mg kadar bir hafta süre ile düÅŸürmek ve daha sonrasında tekrar artırmak faydalı bir yöntem olabilir. Çok nadiren bazı hastalar bulantı, konstipasyon ve ya diyare gibi gastrointestinal yan etkiler tariflerler. Bunun sebebi tam olarakbilinmemekle birlikte bağırsaklardaki çok miktardaki TLR4 resptörlerine baÄŸlı olabileceÄŸi düÅŸünülmektedir. Bu tür yan etkileir yaÅŸayan kiÅŸilerde DDN'nin mideye ulÅŸamadan direkt olarak kana karışmasını saÄŸlayan dilaltı DDN damlası kullanılması daha uygundur. Yan etki yaÅŸayan hastalar dozajı haftada 0,5 mg'dan daha fazla artırmamalılardır ve eÄŸer gerekliyse doktorlarına danışarak eÄŸer gerekliyse mide problemleri için uygun bir tedavi denenebilir. Bu tür durumlar için Omeprazol, Ranitidin, Gaviscon, Fybogel, Mucogel ve Pepto Bismol gibi ilaçlar kullanılabilir.

DDN EtkinliÄŸi

Peen Eyalet Üniversitesi'nden Ian Zagon DDN üzerinde 20 yıldan uzun süredir çalışmaktadır ve DDN'nin kanser üzerindeki etkisi ve Multipl Skleroz modeli üzerindeki etkisi ile ilgili çalışmalar yürütmektedir (17,18). Aynı zamanda Prof. Jill Smith ile birlikte Crohn hastalığı üzerinde de iki çalışmada yer almıştır. Bu çalışmalarda DDN tedavisinin bağırsak mukoza bütünlüÄŸüne olumlu etkisi olduÄŸu gösterilmiÅŸtir (19,20). DDN kullanan kiÅŸilerde Crohn hastalığı aktivite indeksinde %70'lik bir azalma olduÄŸu saptanmıştır. DDN alan hastaların %78'sinde endoskopik yanıtta iyileÅŸme gözlenirken Plasebo alan hastalarda bu oran %28 olarak kalmıştır. Stanford Univeristesinden Jarred Younger DDN'yi öncelikle küçük bir pilot çalışmada ve sonrasında da henüz sonuçları yayınlanmamış olmakla birlikte randomize kontrollü bir çalışmada Fibromylajide kullanmıştır. Pilot çalışmanın sonuçları kullanılan hastaların semptomlarında belirgin bir düzelme olduÄŸunu göstermiÅŸtir(21). DDN'nin kullanıldığı bir diÄŸer alan da Multipl Sklerozdur. Bir tanesi primer progressif MS (22) ve diÄŸer ikisi hayat kalitesi üzerinde olmak üzere bu alanda yapılmış üç çalışma mevcuttur. (23,24) Bu çalışmalardan ikisinin sonuçları hayat kalitesinde artma ve primer progressif MS'de spzamlarda azalma olduÄŸunu ortaya koymuÅŸtur. Bu alanda yapılan üçüncü araÅŸtırma ise tedavi ve plasebo grupları arasında bir fark olmamasına raÄŸmen hayat kalitesinde artış olduÄŸu ÅŸeklinde bir sonuç vermiÅŸtir.DDN ve MS üzerine yapılmış olan çalışmaların bir derleme 2009'da yayınlanmıştır (25). Yapılmış olan tüm çalışmalar DDN'nini güvenirliÄŸini teyit etmekle birlikte daha büyük çapta araÅŸtırma yapmayı gerektirecek kadar pozitif kanıtlar olduÄŸunu belirtmiÅŸlerdir.

Naltrekson Toksisitesi

Naltreksonun 50-300 mg'lık dozda kullanımı sırasında karaciÄŸer enzimlerinde geçici yükseliÅŸ olduÄŸu gösterilmiÅŸtir. Bu nedenle bağımlılık tedavisi için Naltrekson kullanacak kiÅŸilerin tedavi öncesinde karaciÄŸer fonksiyon testlerine baktırmaları önerilir.Fakat bu durum çok düÅŸük dozlarda kullanıldığından dolayı DDN için geçerli olmamakla birlikte ileri derecede karaciÄŸer yetmezliÄŸi olan kiÅŸilerin tedaviye baÅŸlamadan önce doktorlarına danışması gereklidir. KaraciÄŸer veya böbrek yetmezliÄŸi olan kiÅŸilerin tedaviye baÅŸlamadan önce doktoruna danışması ve tdavinin baÅŸlarında takip edilmeleri gereklidir. Böbrek fonksiyonları veya karaciÄŸer fonksiyonları bozuk kiÅŸilerde hafif bir yükselme olması olaÄŸandır ve bu durum bir kaç hafta içerisinde genellikle kendiliÄŸinden düzelir.

DDN Ä°laç EtkileÅŸimleri

DDN'nin immun sistemi etkilemesi nedeniyle immun sistem problemi olan kiÅŸilerde kullanılmakta olan diÄŸer tedaviler nedeniyle hangi tür ilaç etkileÅŸimleri olacağı konusu biraz karışık bir konudur. ÖrneÄŸin, Hashimoto Hastalığında Levotiroksin ile DDN etkileÅŸimi gözlenir. Ä°mmun sistemde düzelme olmaya baÅŸlaması ile tiroid fonksiyonlarında hızlı bir artış gözlenir. Bu nedenle tiroid ilaçlarının dozunu azaltmak gerekir. Bir diÄŸer örnek Myaljik Ensefalopati/ Kronik Yorgunluk Sendromunda tedavi baÅŸladıktan sonra otoimmun durumdaki deÄŸiÅŸmeye baÄŸlı latent enfeksiyonlarda artış gözlenmesi ile birlikte olası prostaglandin kaskadı uyarılması sonucunda Herxheimer reaksiyonu geliÅŸebildiÄŸi bildirilmiÅŸtir. KaraciÄŸer enzimlerinde gecici de olsa yükselme olması karaciÄŸerde metabolize olan diÄŸer ilaçların daha hızlı yıkılmasına ve sonuç olarak daha az etki göstermelerine yol açabilir. Böbrek fonksiyonlarında genellikle geçici olarak gözlenen düÅŸüÅŸ böbreklerden süzülen ilaçların atılmasına engel olarak olası bir toksisiteye yol açabilir. Geçirgen Bağırsak problemi olanlar DDN'yi yeterli düzeyde absorbe edemezler. Özellikle yaÄŸlı bir yemek yemek DDN kapsülünün bağırsaklarda absorbsiyonunu geciktirebilir. Dr. Zagon tarafınca yakın zamanda yapılmış bir çalışmada DDN'nin kemoterapi sırasına alınmasının tedavinin etkinliÄŸini azaltabileceÄŸini ortaya koymuÅŸtur. Bu nedenle DDN'nin kemoterapi ile birlikte alınması önerilmemektedir. Kemoterapiden ne kadar önce veya ne kadar sonra alınması gerektiÄŸi konusu kullanılan ilaca göre deÄŸiÅŸiklik gösterebilir. DDN morfin ve benzeri aÄŸrı kesicileri (oxycontin, Tramadol, co-codamol) kullanan kiÅŸilerde de kullanılabilir. Fakat sürekli infüzyon halinde veya ani salınımlı morfin veya morfin analogu aÄŸrı kesici kullananlarda kullanılması önerilmez. Çoklu aÄŸrı kesici kullananlarda dozaja dikkat etmek gerekebilir. Biyolojik ajanlarda DDN tedavisi baÅŸlanan kiÅŸilerde takip edildiÄŸi sürece uyumlu olanlar; Daclizumab (Zinbryta), Dimethyl fumarate (Tecfidera), Fingolimod (Gilenya), Interferon beta-1a (Avonex, Rebif), Mitoxantrone (Novantrone), Natalizumab (Tysabri), Ocrelizumab (Ocrevus), Peginterferon beta-1a (Plegridy), Teriflunomide (Aubagio), Glatiramer acetate (Copaxone, Glatopa), Interferon beta-1b (Betaseron, Extavia), Tetrasiklinler, Aminoglikozidler. Steroidlerden Prednisone (Methylprednisolon) eÄŸer günlük prednisolon tedavisi <20 mg ise ve organ transplantasyonu sonrası rejeksiyonu önlemek amacıyla kullanılmıyorsa kullanılabilir. Onkoloji tarafınca takip edilmekte ise Dexametazon kullananlarda kullanılmaması önerilir. Co-codamol/tramadol gibi kısa etkili aÄŸrı kesiciler DDN dozundan 4-6 saat önce verilmek ÅŸartı ile kullanılabilirler. DDN'nin Ketamin kullanımı sırasında uygulanmasına dikkat edilmelidir. Aktif klinik çalışmaya dahil edilmiÅŸ kiÅŸilerde, Anti- Tümör Nekroz Faktör, PD1 inhibitörleri (Opdivo ve Keytruda) kullanımında, uzun salınımlı morfin veya analogları (MST; oxycontin, dipipananone, fentanyl), anti kanser aşısı (CAR-T) kullananlarda kullanılması önerilmemektedir.

Tedaviye BaÅŸlamadan Önce Hasta Seçimi Kriterleri

​

Hastanın herhangi bir hastalığının olup olmadığı araÅŸtırılmalıdır. KaraciÄŸer fonksiyon testleri ve renal fonksiyon testlerine bakılması rutin olarak önerilir. EÅŸ zamanlı opiat kullanımı bağımlılık riskini artırabilir. YavaÅŸ salınımlı veya yüksek doz opiat kullanımında kontraindikedir. BaÅŸka bir aÄŸrı kesiciye geçiÅŸ veya opiat kullanımı ile araya 4-6 saatlik bir aralık bırakılması önerilir. Kısa etkili opiatlar kullanımında da dikkat edilmesi gereklidir. Alkol ve tramadol kullanımında da dikkatli olunmalıdır.

Dikkat Edilmesi Gereken Hasta Grupları

Hashimato tiroiditi olan hastalarda daha dikkatli dozaj titrasyonu ve tedavi baÅŸlangıcında ve her 4-8 haftada bir T3/T4 düzeylerine bakılması gerekir. Kronik Yorgunluk sendromu/Myaljik ensefalopatide nezle benzeri semptomlar daha düÅŸük dozaja geçilmesini gerektirir. MS hastalarında ilk 8 haftada MS semptomlarında kötüleÅŸme yaÅŸayabilirler. Bu durum normaldir ve uzun dönemde iyi bir sonuç alınacağının bir göstergesi olarak kabul edilir. Multipl antibiyoterapi veya DMARD ajanları alan Lyme hastalarının DDN konusunda deneyimli doktorlarca takip edilmesi gerekir. (26)

DDN’nin Kontrendike OlduÄŸu Durumlar

Naltrekson opioid reseptörleri bloke eder. Bu nedenle aÄŸrı kesicilerin çalışması önlenmiÅŸ olur ve yoksunluk sendromu ortaya çıkar. Bu nedenle DDN almadan belirli bir süre önce opiatlara ara verilmelidir. DDN'ye baÅŸladıktan sonra aÄŸrı kesici gerektiren herhangi bir cerrahi iÅŸlem planlanıcaksa eÄŸer ilacın sistemden temizlenmesi için gerekli bir sürenin tanınması gerekecektir. EÄŸer postoperatif dönemde opiat bazlı bir tedavi baÅŸlanması planlanıyorsa da DDN mutlaka durdurulmalıdır. DDN'nin kandan temizlenme süresi dozaja ve vücut ağırlığına göre deÄŸiÅŸiklik gösterir. Operasyon sonrası eÄŸer opiatlar kullanılmış ise DDN'ye baÅŸlamadan önce de belirli bir süre ara verilmelidir. DDN steroidler ile etkileÅŸmez. Kanser tedavisi gören veya çeÅŸitli herbal terapi alan hastaların ilaç etkileÅŸimi için doktoruna danışması gerekir.

DDN Dozajlaması

Ultra DüÅŸük Doz: günde iki kereye bölünmüÅŸ günlük mikrogram cinsinden dozlara verilen isim. Çok DüÅŸük Doz: 0,1-0,5 mg'dan daha az günlük dozlara verilen isim. DüÅŸük Doz: Günlük 4.5 mg'dan az veya eÅŸit olan dozlara verilen isim. Ortalama Doz: Günlük 25 mg'dan az olan dozlara verilen isim. Yüksek doz: Günlük 50 mg ve daha fazla dozlara verilen isim. DDN Amerika BirleÅŸik Devletlerinde birçok formda üretilmektedir. DDN AraÅŸtırma Grubu ilaç üretim ÅŸirketleri ile birlikte çalışarak güvenilir ve stabil DDN üretilme konusunda ortak çalışma yürütmektedir.(27) DDN özel saÄŸlık sigortaları tarafınca karşılanmamaktadır. DDN kapsül, sıvı ve topikal krem gibi farklı formlarda bulunabilmektedir. Sıvı DDN 0,5 mg ile 4.5 mg arasındaki titrasyonları saÄŸlamada kolaylık saÄŸlar. Dilaltı DDN preparatları yutma güçlüÄŸü olan veya DDN'nin bağırsakta emilim problemi olan kiÅŸilerde direkt olarak oral mukozadan emildiÄŸi için fayda saÄŸlar. Bu sayede daha hızlı bir emilim ve daha az gastrointestinal yan etkiler gözlenir. DDN kapsülleri üretici bazlı deÄŸiÅŸmekle birlikte genellikle sukroz, avicel veya bir probiyotik ile birlikte doldurulur. DDN topikal krem genellikle çocuklar için kullanılır.

Kullanım Şekli

Otoimmun Hastalıklarda Kullanımı

DüÅŸük dozajla baÅŸlanıp dozajı yavaÅŸ yükseltmek gerekir. Ä°lk 14 gün, günlük 1 mg ile baÅŸlanır, her iki hafta bir 0,5/1 mg artışlarla 4.5 mg oluncaya kadar doz artırımı yapılır veya 3 mg üzerinde tolere edilen doza kadar yükseltilir.

Kanserde Kullanımı

ilk 7 gün 1.5 mg ile baÅŸlanır, her hafta 1.5 mg yükseltilerek 4.5 mg'a kadar doz artırımı yapılır. 4.5 mg dozda 7 gün kullandıktan sonra 3 gün ilaç kullanıp 3 gün ara verilir.

Kronik Ağrıda Kullanımı

1mg günlük dozla baÅŸlanır 14 gün sonra her 2 haftada bir 0,5/1 mg'lık artışlarla 3mg üzerindeki 4.5 mglık doza kadar tolere edilebilecek en yüksek dozda kullanılır.

Fertilite/Hamilelikte Kullanımı

1mg günlük dozla baÅŸlanır 14 gün sonra her 2 haftada bir 0,5/1 mg'lık artışlarla 3mg üzerindeki 4.5 mglık doza kadar tolere edilebilecek en yüksek dozda kullanılır.

Anksiyete/Depresyon/Post Travmatik Stress Hastalığı/Travmatik Beyin Hasarında Kullanımı

1mg günlük dozla baÅŸlanır 14 gün sonra her 2 haftada bir 0,5/1 mg'lık artışlarla 3mg üzerindeki 4.5 mglık doza kadar tolere edilebilecek en yüksek dozda kullanılır.

Çocuklarda Kullanımı

40 kg'dan zayıf çocuklarda 0,1 mg dozunda baÅŸlanır ve 4 haftada hesaplanan doza kadar (0,1mg/kg dozuna kadar) yavaÅŸça doz artımı yapılır. Kremlerin faydalı olup olmadığı hakkında çok az bilgi olmasına raÄŸmen kimi zaman topikal krem de kullanılmaktadır. 40 kg üzerindeki çocuklar eriÅŸkinlerle aynı ÅŸekilde tedavi edilirler. Çocuklarda bu tedavinin ilacın gerçek endikasyonu dışında olduÄŸunun aile tarafınca tam olarak anlaşıldığının teyidi yapılması özellikle önemli bir konudur.

Hayvanlarda Kullanımı

Köpeklerde 15 mglık günlük doza kadar kullanım mevcuttur. Doz gündüz veya gece ne zaman verilecekse hergün aynı zamanda verilmelidir.

Dozaj

Dr.Bihari tarafınca önerilen doz yatmadan önce alınan 1.5 mg ile 4.5 mg arasındaki bir dozdur. Bununla birlikte yapılan çalışmalar DDN'nin gece alınmasının ÅŸart olmadığını göstermiÅŸtir. EÄŸer yan etkiler oluÅŸuyorsa dozu biraz azaltmak ve de uykusuzluk problemi yaratıyorsa dozu sabah almak gerekir.

Önerilen Tedavi Metodu

Tedavi genellikle çok çok düÅŸük dozlarda baÅŸlayacaktır ve haftalık preiodlarla yan etkinin görülmediÄŸi en uygun doza kadar çıkılacaktır. BaÅŸlangıç dozu 0,5mg ile 4.5 mg arasında olup 4-8 hafta içerisinde 4.5 mg veya daha yüksek bir doza çıkacaktır. Bazı doktorlar bazı özel tıbbi durumlarda doz artırımı yaptıklarında dozu günde iki doz olacak ÅŸekilde bölmektedirler. Otoimmun Hastalıklarda hastalar genellikle 1 mglık dozla baÅŸlarlar ve 4 haftalık bir periyotta 4.5 mglık doza kadar çıkarlar. Bununla birlikte Hashimoto, Kronik Yorgunluk Sendromu veya Fibromyaljide baÅŸlangıç dozu genellikle 0,5 mg'dır ve haftalık 0.5 mg'lık artışlarla 4,5mg'lık doza kadar artış yapılır. Kanserde DDN benzer dozlarda kullanılır, fakat kanser kemoterapisinden bir hafta önce ve bir hafta sonrasında verilmemesi önerilir. Fakat bu durum tamoksifen ve prostat kanserinde hergün kullanılmakta olan finasterid için geçerli deÄŸildir.

Çocuklar ve Çok Hassas EriÅŸkinlerde Dozajlama

EriÅŸkinlerde 0,5-1,5 mg ile baÅŸlanır ve her 2 haftada bir 1 mg artırılarak 1,5-4,5 mg arasında tolere edilen doza kadar artırılır. Likid formu kullanacaklarda 1 mg/mL, 0,1 mL ile baÅŸlanır ve her 3-7 günde bir 0,1 mL artırılır. Çocuklarda, vücut ağırlığının her 9 kg'ı için 1 mg hesaplanır. EÄŸer çocuk 40 kg üzerinde ise eriÅŸkin dozu verilir.

DDN Hazırlaması ve Formulasyonu

Piyasada Naltrekson 50mglık tabletler halinde bulunmaktadır. Bazı firmalar DüÅŸük Doz Naltreksonu istenilen dozlarda üretebilirler. Hazırlanmasında dikkate edilmesi gereken hususlar ve kullanılan ek dolgu maddelerinin seçimindeki özen nedeniyle DDN ile ilgili deneyimi olan firmaların ürünlerinin tercih edilmesi gerekir. DDN'nin hızlı çözünen formunda üretilmesi gereklidir. YavaÅŸ çözünen veya çözünmesi geciktirilmiÅŸ formlarda üretilmemesi gerekir. Üretici firmalar kapsül, tablet, sıvı veya topikal krem ÅŸeklinde üretim yapabilmektedirler. Çok çok düÅŸük doz Naltrekson preparatları genelde sıvı formunda üretilmektedir.

Oral Likit DDN Formu

1mg/1ml'lik DDN oral sıvı formu genellikle en çok kullanılan DDN formudur ve damlalıkla kullanılır. Ortalama bir doz fiyatı 0,5 USD civarıdır. Likit formulasyonda her mg ilaç 1 mg Naltrekson içerir. Ä°çerikler:Naltrekson, doÄŸal renklendirici, sodyum benzoat veya metil/etil paraben, gliserol, simetikon, aroma verici ve su içerir. Kullanım Süresi: Resmi olarak açıldıktan sonraki 28 gün içerisinde tüketilmesi gerekir. Fakat yapılan çalışmalar 90 güne kadar kullanılabileceÄŸini göstermektedir. Endikasyon: BaÅŸlangıç ve idame tedavisinde kullanılır.

Kapsül ve Tablet DDN Formu

Kapsül veya Tablet formu hazırlamak oldukça dikkat gerektiren bir konu olduÄŸu için deneyimsiz üreticiler tarafınca üretilen bu formlarda bazen herbir tablet ya da kapsülde farklı dozajlarda DDN bulunabilmektedir. Bu nedenle DDN hazırlamayı iyi bilen deneyimli üreticilerin ürürnlerinini tercih edilmesi gereklidir. Fiyat doz başına 0,5-1.5 USD arasında deÄŸiÅŸmektedir. Satın alınan ürünün yavaÅŸ salınımlı olmadığı özellikle kontrol edilmelidir. Kapsüllerin özellikle nötral, inaktif dolgularla tamamlanması önerilmektedir. Dr.Skip Lenz kalsiyum karbonat ile dolgulanmış DDN'nin absorbsiyonunu bozduÄŸunu göstermiÅŸtir. Avicel, laktoz veya sukroz kullanılabilir. DDNnin kapsül formu sadece 3 mg ve 4.5 mg forlarında üretilmektedir. Ä°çeriÄŸi:Naltrekson HCL toz %99.99, Magnezyum Stearat veya Avicel (mikrokristallin sellüloz) Kullanım Süresi: 18 ay Endikasyon: BaÅŸlangıç sonrası idame tedavisi için kullanılır.

Dilaltı Damla DDN Formu

Dilaltı damla formundaki DDN, oral tablet ya da kapsül formlarını yutma problemleri olan veya gastrointestinal geçiÅŸte problemleri olduÄŸu için emilim sorunu yaÅŸayan kiÅŸiler için dizayn edilmiÅŸtir. Damlalıkla dilaltına istenilen dozda DDN bırakılarak dialtından emilmesi saÄŸlanır. Genellikle bir dozun maaliyeti 1 USD civarıdır. Dil altı damla formunda 1ml'de 10 mg Naltrekson bulunur. Ä°çerik: Naltrekson, su, esterler (lime/limon/çilek aroması), parabenler. Kullanım Süresi: 56 gün. Buzdolabında saklanır. Endikasyon: Kapsül veya likit formunun etkisiz olduÄŸu durumlarda (mide, bağırsak hastalıkları gibi emilim problemi olanlarda), yutma güçlüÄŸü olanlarda. BaÅŸlangıç dozu olarak 0,5 mg gibi düÅŸük bir doz kullanılması istenildiÄŸinde. Pediyatrik hastalarda doz ayarlaması kolaylığı nedeniyle.

Transdermal Krem DDN Formu

DDN krem genellikle 0,5mg/ml'lik formlarda üretilir ve deri yolu ile uygulama için uygundur. Bu form çocuklar için veya ilaç yapımında kullanılan tatlandırıcılar, renklendiriciler veya diÄŸer dolgu maddelerine allerjisi olanlar için daha uygundur. Oral formlardan daha pahalı olabilir. Transdermal Krem 0,5 mg/1 ml Naltrekson içerir. Şırınga kullanılarak doze edilebilir. 0,1 mg gibi düÅŸük dozlar kullanılabilir.Özellikle otistik çocuklarda kullanılmak üzere formüle edilmiÅŸtir. Ä°çerik: Naltrekson içeren hızlı emilen krem. Koruyucu içermez. Bu üründe Emu yağı kullanılmaz. Endikasyon: Pediyatrik hastalar, ileostomi/kolostomisi olan hastalar, psoriazis, artrit. Biyoyararlanım: %40 civarındadır. Kullanılan bölgeler mümkün olduÄŸunca her seferinde deÄŸiÅŸtirilmelidir. Çatlak, lezyonlu cilt bölgelerine uygulanmaz. Steril bir krem deÄŸildir.

Kullanım süresi: Resmi olarak açıldığından itibaren 28 gündür. Yapılmış bir çalışma olmamakla birlikte bu sürenin 90 gün üzerinde olduÄŸu tahmin edilmektedir.

Doktorlar Açısından DDN Tedavisine BaÅŸlama Kriterleri

Hasta herhangi bir otoimmun hastalık tanısı almış mıdır? EÄŸer hasta kanser tedavisi alıyorsa kullanımla ilgili dikkat edilmesi gereken ilaç zamanlamaları gözönünde bulundurulmalıdır. Standart tedaviler baÅŸarısız olmuÅŸ mudur sorgulanmalıdır. Vitamin D seviyesinin normal olup olmadığı araÅŸtırılmalıdır. Böbrek ve karaciÄŸer fonksiyonlarının normal olup olmadığı sorgulanmalıdır. Hangi formulasyonun uygun olduÄŸu kararlaÅŸtırılmalıdır. Klavuz EÄŸer Hasta Opiat Kullanmıyorsa Kronik Yorgunluk Sendromu/Myaljik Ensefalopati, Hashimoto, Hipotiroidi, Tip 1 Diabet hastalarında 0,5 mg Naltrekson ile baÅŸlanmalıdır. DiÄŸer hastalar 1 mg ile baÅŸlayabilirler. Vücut Kitle endeksi çoÄŸunlukla önemsizdir. YaÅŸ kriteri çoÄŸunlukla önemsizdir fakat 12 yaÅŸ altı yarım doz, 6 yaÅŸ altı çeyrek doz kullanılır. Korkulu rüyalar, kabus görme ihtimaline karşı dozajları sabaha ayarlamak mantıklı olabilir. BaÅŸlangıç dozundan sonraki her 1-2 haftada hasta kendini iyi hissedinceye kadar dozaj yavaÅŸ yavaÅŸ artırılmalıdır. 3 mg veya 4.5 mg doza kadar artış yapılmalıdır.Hafif taÅŸikardi, geçici hiperaktivite, orta derecede baÅŸaÄŸrısı, orta derecede mide sorunları, spastisitede artış ve korkulu rüya görme durumlarında tedaviyi bırakmamak gereklidir. Kötü semptomları tedavi etmek gerekir. Tiroid hastalıklarında çarpıntı oluÅŸması önemlidir. Tiroksin dozu semptomlara göre düÅŸürülmelidir. EÄŸer nezle benzeri semptomlar veya ani baÅŸlangıçlı bir diyare geliÅŸirse DDN dozunu 7 günlüÄŸüne yarıya düÅŸürmek gerekir. EÄŸer Herxheimer sendromundan ÅŸüphe ediliyorsa 40 mg prednisolon verilmelidir.

Maksimum Dozaj

Opiat blok seviyesine ulaşıldığında veya otoimmun semptomlarda iyileÅŸme baÅŸladığında maksimum doza ulaşılmış demektir. Tip 1 Diabette düzenli karaciÄŸer/böbrek fonksiyon testleri bakılmalıdır, HBA1c bakılmalıdır. Kronik kalp hastalığı, atriyal fibrilasyon, anjina varlığında gliseril trinitrat/ nitrat dozajını gözden geçirmek, gerekliyse yarıya düÅŸürmek gerekir. Maksimal doza ulaşıldığında 12 saatlik ara verilmek ÅŸartıyla doz günde 2 katına çıkarılabilir (Crohn hastalığında faydalıdır). Günde 2 kere 3- 4.5 mg. Kronik Yorgunluk Sendromu/Myaljik Ensefalopatide doz günde 2 kere 25 mg'a kadar çıkarılabilir.

 

Eğer Hasta Opiat Kullanıyorsa

DDN tedavisine baÅŸlamadan önce tüm opiatları parsiyel agonistlere veya mümkünse düÅŸük afiniteli moleküllere geçmek gerekir. Tylenol,Kodein; Tramadol SR 100-400'e, Morfin Sülfat; Oksikodon SR'a, Fentanyl Patch; Oral Uzun salınımlı Opiata geçilebilir. Buprenorfin kullanımını düÅŸünmek veya tüm opiyatların kullanımına son vererek NSAII veya parasetamol kullanımını düÅŸünmek gerekir. Gabapentin, Pregabalin, Amitriptilin kullanımı düÅŸünülmelidir. DDN Reçetesi DDN'yi kesinlikle internet üzerinden alınması önerilmez. Ä°nternetten alınan ilaçların güvenilir ve de gerçek ilaç olduÄŸunun garantisi yoktur. Ä°nternet üzerinden alınmış olan DDN'lerin genellikle düÅŸük kaliteli, sahte ve hatta tehlikeli oldukları bulunmuÅŸtur. DDN'yi resmi ve güvenilir olarak elde etmenin tek yolu doktor reçetesi ile alınmasıdır.

DDN Kullanılan Hastalıklar

Kalp hastalıkları

 Otoimmun kardiyomyopati  Dressler sendromu  Kawasaki hastalığı  Polyarteritis nodosa  Pyoderma gangrenosum  Subakut bakteriyel endokardit (SBE)

Kronik Ağrı

 Kompleks Rejyonel Ağrı Sendromu

Dermatolojik hastalıklar

ï‚· Alopesia areata ï‚· Alopesia universalis ï‚· Anti-sentetaz sendromu ï‚· Atopik allerji ï‚· Atopik dermatitis ï‚· Otoimmun progesteron dermatiti ï‚· Otoimmun trombositik purpura ï‚· Otoimmun urtiker ï‚· Behçet Sendromu ï‚· Blau Sendromu ï‚· Büllöz pemfigoid ï‚· Sikatrisiyal pemfigoidKutanöz lökoklastik anjiit ï‚· Dego hastalığı (trombotik vaskülopati) ï‚· Dercum hastalığı ï‚· Dermatitis herpetiformis ï‚· Dermatomyozit ï‚· Diffüz kutanöz sistematik skleroz ï‚· Diskoid lupus eritematözus ï‚· Ekzema ï‚· Epidermolizis bülloza akuisita ï‚· Eritema nodosum ï‚· Esansiyel miks kriyoglobulinemi ï‚· Hailey – Hailey Hastalığı ï‚· Henoch-Schonlein purpura ï‚· Herpes gestasyonalis ï‚· Kawasaki hastalığı ï‚· Liken planus ï‚· Liken sklerozus ï‚· Linear IgA hastalığı ï‚· Majeed Sendromu ï‚· Mikroskopik polianjiitis ï‚· Morphea Mucha-Habermann hastalığı ï‚· Parry Romberg Sendromu ï‚· Pemphigus vulgaris ï‚· POEMS Sendromu ï‚· Psoriasis ï‚· Pyoderma gangrenosum ï‚· Schnitzler Sendromu

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları

ï‚· Otoimmun iç kulak hastalığı ï‚· Churg-Strauss Sendromu ï‚· Cogan Sendromu ï‚· Ménière's disease ï‚· Susac's Sendromu

Endokrin Hastalıklar

ï‚· Addison's disease ï‚· Otoimmun polyendocrine Sendromu ï‚· Cushing Sendromu ï‚· Diabetes mellitus tip 1 ï‚· Graves hastalığı ï‚· Hashimoto tiroiditi ï‚· Hipoglisemi ï‚· Hipopitüiter veya sekonder adrenal yetmezlik ï‚· Hipotalamik disfonksiyon

Hipotiroidizm ï‚· Ord tiroiditi ï‚· POEMS Sendromu ï‚· Schmidt Sendromu ï‚· Tiroidit Gastrointestinal Hastalıklar ï‚· Otoimmun hepatit ï‚· Otoimmun enteropati ï‚· Otoimmun pankreatit ï‚· Çölyak hastalığı ï‚· Churg-Strauss Sendromu ï‚· Crohn hastalığı ï‚· Eozinofilik gastroenterit ï‚· Gastrit ï‚· Gastrointestinal pemphigoid ï‚· Lupoid hepatit ï‚· Alkolik olmayan karaciÄŸer yaÄŸlanması-steatohepatit (NASH) ï‚· POEMS Sendromu ï‚· Polyarteritis nodosa ï‚· Primer bilier siroz ï‚· Primer sklerozan kolanjit ï‚· Piyoderma gangrenozum ï‚· Schnitzler Sendromu ï‚· Ülseratif kolit

Hematolojik/ Kemik İliği Hastalıkları

ï‚· Agammaglobulinemi ï‚· Antifosfolipid Sendromu ï‚· Otoimmun aplastik anemi ï‚· Otoimmun hemolitik anemi ï‚· Otoimmun Lenfoproliferatif Sendrom ï‚· Castleman hastalığı – lenf nod hiperplazisi ï‚· SoÄŸuk aglutin hastalığı ï‚· Evan Sendromu ï‚· Majeed Sendromu ï‚· Paroksismal nokturnal hemoglubinüri (PNH) ï‚· Pernisiyöz anemi ï‚· Saf kırmızı hücre aplazisi ï‚· Piyoderma gangrenosum

 

Ä°mmünoloji

ï‚· Allerjik Rinit /Ciddi Allerji ï‚· Ortak deÄŸiÅŸken Ä°mmun Yetmezlik

Epstein Barr Virus enfeksiyonu ï‚· Pernisiyöz Anemi ï‚· Vitiligo Enfeksiyoz Hastalıklar ï‚· Komplement Komponent2 eksikliÄŸi ï‚· HCV ï‚· HIV ï‚· Hipogammaglobulinemi ï‚· Lyme Disease ï‚· PANDAS (Streptokokal enfeksiyonlarla iliÅŸkili Pediatrik Otoimmun Nöropsikiatrik Hastalıklar) ï‚· Sydenham Kore

Onkolojik Hastalıklar ï‚· Mesane kanseri ï‚· Meme kanseri ï‚· Bağırsak/Kolon Kanseri ï‚· Kolon Karsinoidi ve rektal kanser ï‚· BaÅŸ ve Boyun Kanseri ï‚· Glioblastoma ï‚· KaraciÄŸer kanseri ï‚· AkciÄŸer Kanseri (küçük hücreli olmayan) ï‚· Kronik lenfositik lösemi ï‚· Lenfoma (Hodgkin ve Non-Hodgkin) ï‚· Malign Melanoma ï‚· Multipl Myeloma ï‚· Neuroblastoma ï‚· Over Kanseri ï‚· Pankreas kanseri ï‚· Prostat kanseri ï‚· Renal hücreli kanser ï‚· BoÄŸaz kanseri ï‚· Uterus kanseri ï‚· Metastatik kanser

Nörolojik Hastalıklar

ï‚· Akut dissemine ensefalomyelit ï‚· Akut hemorajik lökoansefalit ï‚· Amyotrofik Lateral Skleroz ï‚· Anti-mag IgM periferal nöropati ï‚· Otoimmun periferal nöropati ï‚· Bickerstaff ensefaliti ï‚· Charcot Marie Tooth Sendromu ï‚· Kronik enflamatuar demyelinizan polinöropati

Kraniyal arterit ï‚· Guillain-Barré Sendromu ï‚· Hashimoto ensefaliti ï‚· Idiopatik demyelinizan hastalıklar ï‚· Enflamatuar demyelinizan polinöropati ï‚· Lambert-Eaton myastenik Sendromu ï‚· Miller-Fisher Sendromu ï‚· Multiple Sclerozis ï‚· Myaljik ensefalomyelit ï‚· Myastenia gravis ï‚· Neuromyelitis optika ï‚· Neuromyotoni ï‚· Opsoklonus myoklonus Sendromu ï‚· PANDAS ï‚· Paraneoplastik serebellar dejenerasyon ï‚· Parkinson hastalığı ï‚· Parry Romberg Sendromu ï‚· Parsonage-Turner Sendromu ï‚· Perivenöz ensefalomyelit ï‚· POEMS Sendromu ï‚· Polyarteritis nodosa ï‚· Progressif enflamatuar nöropati ï‚· Rasmussen ensefaliti ï‚· Huzursuz bacak sendromu ï‚· Stiff person (Kas KatılaÅŸması) Sendromu ï‚· Susac Sendromu ï‚· Sydenham Kore ï‚· Tolosa-Hunt Sendromu ï‚· Transvers myelit

Göz Hastalıkları

ï‚· Otoimmun uveit ï‚· Balo hastalığı/Balo konsantrik skleroz ï‚· Blau Sendromu ï‚· Cogan Sendromu ï‚· Kawasaki hastalığı ï‚· Miller-Fisher Sendromu ï‚· Neuromyelitis optika ï‚· Oküler sikatrisiyel pemphigoid ï‚· Opsoklonus myoklonus Sendromu ï‚· Parry Romberg Sendromu ï‚· Pars planit ï‚· POEMS Sendromu ï‚· Sclerit ï‚· Susac Sendromu ï‚· Sweet Sendromu

Sempatetik oftalmi ï‚· Tolosa-Hunt Sendromu ï‚· Vasculitis vitiligo

Pediyatrik Hastalıklar

ï‚· Addison hastalığı ï‚· Otizm ï‚· Çöliyak hastalığı ï‚· Crohn hastalığı ï‚· Juvenil dermatomyozit ï‚· Juvenil idiopatik romatoid artrit ï‚· Lupus (SLE) ï‚· Multipl skleroz (MS) ï‚· PANDAS ï‚· Skleroderma ï‚· Tip 1 Diabetes Mellitus ï‚· Ülseratif kolit

Psikiyatrik Hastalıklar

 Anksiete  Depersonalizasyon/ Derealizasyon Hastalığı  Genel Anksiete hastalığı  Obsessif kompulsif hastalığı  Panik atak  Postpartum Depresyon  Premenstrual Disforik hastalık  Sosyal fobi  Trikotillomani  Depresyon  Dissosiyatif bozukluk  Post-travmatik stres bozukluğu  Uyku bozuklukları

Akciğer Hastalıkları

 Anti-sentetaz Sendromu  Astım  Churg-Strauss Sendromu  Amfizem  Alveolar fibrozis  Goodpasture Sendromu  Idiopatik pulmonary fibrozis  POEMS Sendromu  Sarkoidosis

 

Ürolojik Hastalıklar

 Anti-GBM/TBM Nefriti  Otoimmun Renal Neuropati  Berger hastalığı - IgA nephropatisi  Glomerulonefrit  Goodpasture Sendromu  IgA nephropathisi  Interstisyel sistit  Mikroskopik polyanjit  Paroksismal nokturnal hemoglobinuri (PNH)  POEMS Sendromu

Romatolojik Hastalıklar

ï‚· Ankilozan spondilit ï‚· Anti-sentetaz Sendromu ï‚· Kronik yorgunluk sendromu ï‚· Kronik rekürren multifokal osteomyelit ï‚· Kompleman komponenet 2 eksikliÄŸi ï‚· CREST Sendromu ï‚· Ehlers-Danlos Sendromu ï‚· Entezit iliÅŸkili artrit ï‚· Eozinofilik fasciit ï‚· Progressif ossifikan fibrodisplazi ï‚· Fibromyalji ï‚· Inklüzyon cisimcikli myozit ï‚· Juvenil idiopatik artrit ï‚· Juvenil romatoid artrit – Still hastalığı ï‚· Lupus eritematozus ï‚· Majeed Sendromu ï‚· Mix baÄŸ dokusu hastalığı ï‚· Morfea myoziti ï‚· Palindromik romatizma ï‚· Polimyaljia romatika ï‚· Polimyozit ï‚· Psoriatik artrit ï‚· Reyno fenomeni ï‚· Reiter Sendromu ï‚· Relapse polikondrit ï‚· Retroperitoneal fibrozis ï‚· Romatoid arthrit ï‚· Romatoid ateÅŸ ï‚· Sarcoidozis ï‚· Schnitzler Sendromu ï‚· Scleroderma ï‚· Sjögren Sendromu

Spondilit ï‚· Spondiloartropati ï‚· FarklılaÅŸmamış baÄŸ dokusu hastalığı ï‚· FarklılaÅŸmamış spondiloartropati Vaskülitler ï‚· Blau Sendromu ï‚· Churg-Strauss Sendromu ï‚· Esansiyel miks kriyoglubulinemi ï‚· Dev hücreli arterit (Temporal arterit) ï‚· Kawasaki hastalığı ï‚· Lökoklastik vaskülit ï‚· Poliarteritis nodosa ï‚· Takayasu arteriti

Kadın Hastalıkları

ï‚· Infertilite ï‚· Polikistik over sendromu (PCOS)

DDN Ä°çeren Preparatlar

DDN lisanslı olmadığından ötürü birçok doktor reçete etmekten çekinmektedir. Lowtrex Ä°ngiltere'de GMP standartlarında üretilmekte olup üretici fabrika Ä°ngiltere Ä°laç ve SaÄŸlık Ürünleri Düzenleme Kurumu tarafınca denetlenmektedir. Bununla birlikte Amerika BirleÅŸik Devletleri ve birçok Avrupa ülkesinde de deÄŸiÅŸik isimlerle lokal Naltrekson üreticisi ilaç firmaları bulunmaktadır.

 

Referanslar

1) Faith; Robert E.; Faith, Robert E.; Murgo, Anthony J.; Good, Robert A.; Plotnikoff, Nicholas P. (2012-05-07). Cytokines: Stress and Immunity, Second Edition (Page 363). CRC Press. Kindle Edition. 2) Faith; Robert E.; Faith, Robert E.; Murgo, Anthony J.; Good, Robert A.; Plotnikoff, Nicholas P. (2012-05-07). Cytokines: Stress and Immunity, Second Edition (Page 126). CRC Press. Kindle Edition. 3) Sternberg, E.M., Neuroendocrine regulation of Otoimmun/inflammatory disease, J Endocrinol., 169, 429, 2001. 4) Faith; Robert E.; Faith, Robert E.; Murgo, Anthony J.; Good, Robert A.; Plotnikoff, Nicholas P. (2012-05-07). Cytokines: Stress and Immunity, Second Edition (Page 362). CRC Press. Kindle Edition. 5) Mercer ME, Holder MD. Food cravings, endogenous opioid peptides, and food intake: A review. Appetite 1997;29:325-52.

6)Haddad, J., Saade, N., and Safieh-Garabedian, B., Cytokines and neuro–immune–endocrine interactions: a role for the hypothalamic–pituitary–adrenal revolving axis, J. Neuroimmunol., 133, 1, 2002. 7)Stefano and Salzet 1999; Salzet, Vieau et al. 2000; Blalock 2005; Elmquist et al. 1997.8)http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22850250 9)http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/2282621610)http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23188075 11)http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/17222320 12)http://www.sciencedaily.com/releases/2013/08/130810063639.htm 13)http://www.anticancer.org.uk/2011/10/q-with-dr-burt-berkson-low-dose.html 14)http://www.autismtreatmenttrust.org/ 15)http://www.stopthethyroidmadness.com/ldn/16)Bolton et al, Serious adverse events reported in placebo randomizedcontrolled trials of oral Naltrekson: a systematic review and meta-analysis. BMC Medicine (2019) 17:1017)Rahn KA, McLaughlin PJ, Zagon IS. Prevention and diminished expression of experimental Otoimmun encephalomyelitis by low dose Naltrekson (LDN) or opioid growth factor (OGF) for an extended period: Therapeutic implications for multiple sclerosis. Brain Res. 2011 Mar 24;1381:243-53. Epub 2011 Jan 20. 18)Donahue RN,McLaughlin PJ,Zagon IS The opioid growth factor (OGF)and low dose Naltrekson (LDN) suppress human ovarian cancer progression in mice. Gynecol Oncol. 2011 Aug;122(2):382-8. Epub 2011 Apr 30. 19)Smith JP,Stock H, Bingaman S, Mauger D, Rogosnitzky M, Zagon IS Low-dose Naltrekson therapy improves active Crohn's disease. Am J Gastroenterol. 2007 Apr;102(4):820-8. Epub 2007 Jan 11. 20)Smith JP, Bingaman SI, Ruggiero F, Mauger DT, Mukherjee A, McGovern CO, Zagon IS. Therapy with the opioid antagonist Naltrekson promotes mucosal healing in active Crohn's disease: a randomized placebo-controlled trial.Dig Dis Sci. 2011 Jul;56(7):2088-97. Epub 2011 Mar 8. 21)Younger J, Mackey S. Fibromyalgia symptoms are reduced by low-dose Naltrekson: a pilot study. Pain Med. 2009 May-Jun;10(4):663-72. Epub 2009 Apr 22 22)Gironi M, Martinelli-Boneschi F, Sacerdote P, Solaro C, Zaffaroni M, Cavarretta R, Moiola L, Bucello S, Radaelli M, Pilato V, Rodegher M, Cursi M, Franchi S, Martinelli V, Nemni R, Comi G, Martino G. A pilot trial of low-dose Naltrekson in primary progressive multiple sclerosis. Mult Scler. 2008 Sep;14(8):1076-83 23)Cree BA, Kornyeyeva E, Goodin DS Pilot trial of low-dose Naltrekson and quality of life in multiple sclerosis. Ann Neurol. 2010 Aug;68(2):145-50. 24)Sharafaddinzadeh N, Moghtaderi A, Kashipazha D, Majdinasab N, Shalbafan B.

The effect of low-dose Naltrekson on quality of life of patients with multiple sclerosis: a randomized placebo-controlled trial. Mult Scler. 2010 Aug;16(8):964-9. Epub 2010 Jun 9. 25)Gilhooly TC Low-dose Naltrekson as a treatment for multiple sclerosis British Journal of Neuroscience Nursing, Vol. 5, Iss. 11, 13 Nov 2009, pp 494 26)https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/ PMC6313374/ 27)https://www.ldnresearchtrust.org/ldn-pharmacists

bottom of page