top of page

Tanısal Testler

Firmicutes/Bacteroidetes Oranı Testi

SaÄŸlıklı bir bağırsak mikrobiotası bizim iyi olmamız için kesinlikle olmazsa olmaz bir ÅŸarttır. Bağırsak florası bağışıklık sistemimizi dengeler, fırsatçı organizmalardan korunmamızı saÄŸlar, sindiremiyeceÄŸimiz gıdalardan (dietteki fiberlerden) enerji ve besin maddelerinin eldesinde, vitamin üretiminde ve bağırsak ile beyin arasındaki iletiÅŸimin saÄŸlanmasında ve artırılmasında önemli bir yere sahiptirler. Gıdalardaki fiberlerin fermentasyonu ile elde edilen kısa zincirli yaÄŸ asitleri (SCFA) bağırsak mukozasını beslemeye ve besin alımını dengelemeye, enflamatuvar yanıtı dengelemeye ve insülin sinyalizasyonunu dengelemeye yarar. Mikrobiota çeÅŸitliliÄŸi hem diyete hem de kolondaki geçiÅŸ süresine baÄŸlı olmakla birlikte strese karşı çok hassastır. Tüm mikrobiyal içerik bağırsak duvarı bütünlüÄŸünü etkiler ve her ne kadar genetik alt yapı ve anneden geçen floradan etkilense de daha çok ne yeyip içtiÄŸimizle iliÅŸkilidir.

Disbiozis mikrobiota içeriÄŸinin istenmeyen bir ÅŸekilde deÄŸiÅŸmesi ile koruyucu ve olası zararlı mikroplar arasında bir dengesizliÄŸin oluÅŸması sonucu bağırsak mukozasında hasara yol açabilen ve sonuçta kronik hastalıklara yol açabilen bir durumdur. Patojen ve toksinlere ek olarak yaÄŸ açısından zengin, ÅŸeker açısından zengin ve lif bakımdan fakir (batı tarzı beslenme), disbiozise neden olabilir ve mikrobiyal çeÅŸitliliÄŸi azaltabilir. Zaman içerisinde, disbiyozis, glukoz ve lipid metabolizmasını etkileyerek beklenmedik immun yanıtlara, intestinal permeabilitede artmaya ve metabolik endotoksemiye yol açarak kardiyometabolik, otoimmun ve diÄŸer enflamatuvar hastalıklara neden olabilir. Gastrointestinal dengesizlik, sedanter bir yaÅŸam stili, yüksek seviyede stres, aşırı alkol tüketimi ve bağırsak hasarına yol açabilen ilaçlar gibi diÄŸer baÅŸka birçok faktör ile de beraber gözlenebilir. Kronik disbiyozis bağırsak pH'ını etkileyerek epitelyal mukus tabakasını bozabilir ve patojenlerin geçebileceÄŸi bir alan yaratabilir.

Ä°nsanlarda bağırsak florasında bulunan bakterilerin yaklaşık olarak %90'ı Firmicuteler (%60-80) ve Bacteroidesler (%15-30) olmak üzere iki tür bakteri ailesinden oluÅŸmaktadırlar. Firmicute ailesi içerisinde Lactobacillus ve Clostridium da olmak üzere 250 çeÅŸit bakteri türünden oluÅŸmakla birlikte, Bacteroides ailesi en öne çıkanları Bacteroides türü olmak üzere yaklaşık 20 çeÅŸit bakteriden oluÅŸmaktadırlar. Her iki aileye mensup bakteriler de kolona eriÅŸen sindirilmemiÅŸ karbonhidratlardan yararlı SCFA (kısa zincirli yaÄŸ asitleri) üretmekle birlikte, Firmicute'ler baÅŸlıca butirat üreticileridirler ve Bacteroidesler de baÅŸlıca asetat ve propionat üreticileridirler. Firmicute'ler ile Bacteroidesler arasındaki oran tüm bağırsak mikrobiotası balansı için yol göstericidir.

Klinik kullanımı ve endikasyonları

Tedavi edilmemiÅŸ disbiyozis çok çeÅŸitli kronik hastalıklara yol açabilir. Enflamatuvar bağırsak hastalığı (IBH), Ä°rritabl bağırsak sendromu (IBS), kolon kanseri, gastrik ülserler, alkolik olmayan yaÄŸlı karaciÄŸer hastalığı, kardiyometabolik hastalıklar, allerjik hastalıklar ve otoimmun hastalıklar ( çölyak hastalığı, romatoid artrit, ekzema), duygu durum bozuklukları (anksiyete ve depresyon) bu hastalıklar arasında sayılabilir.

Firmicuteler ve Bacteroidesler arasındaki oran (F/B) oranı birçok faktör ve durum tarafınca etkilenebilir:

Beslenme alışkanlıklarındaki deÄŸiÅŸkenlikler, sindirim sistemindeki sekresyonlar, kullanılmakta olan ilaçlar ve gastrointestinal geçiÅŸ zamanındaki deÄŸiÅŸiklikler gibi çeÅŸitli faktörler, F/B oranında düÅŸmeye ve mikrobiyal çeÅŸitlilikte yaÅŸ ile azalmaya yol açabilirler.

Yüksek F/B oranları daha çok batı tarzı beslenme ile iliÅŸkilidir. Yapılan araÅŸtırmların sonuçları Bacteroides komunitelerinin diyetteki deÄŸiÅŸimler ve kilo deÄŸiÅŸiklikleri ile deÄŸiÅŸebildiklerini buna raÄŸmen Firmicutelerin sayısının genetik etkenlere daha yatkın olduÄŸunu göstermiÅŸtir. Antibiyotik iliÅŸkili diyare, Chron hastalığı ve ülseratif kolit Firmicute türü bakterilerin azalması ve buna ters olarak bacteroides türü bakterilerin artması (düÅŸük F/B oranı) ve azalmış bir bağırsak bakteriçeÅŸitliliÄŸi ile iliÅŸkili bulunmuÅŸlardır.

Obezite ve enerji alımı her ne kadar mikrobiotayı etkilese dahi çalışmalar F/B oranı ile iliÅŸkisini göstermeye yeterli olamamıştır. Bununla birlikte obez hastalarda metabolik ek hastalıklara rastlanma sıklığı oranın yüksek olduÄŸu durumlarla iliÅŸkili bulunmuÅŸtur.

Disbiyozisin tip 2 diyabetes mellitus geliÅŸiminde bir rol oynadığı düÅŸünülmektedir. Tip 2 diyabet hastaları diyabetik olmayan kontrol vakalarına oranla daha düÅŸük bir F/B oranına sahiptirler ve F/B oranı düÅŸtükçe glukoz tolerans testi daha da kötüleÅŸir.

 

F/B oranları ve yorumlanması

 

                                                 Az     Orta derece azalma     Optimal       Orta derece artış    Yüksek

 

F/B oran                               ≤ 0.5         0.6 – 0.9                  1.0 – 5.6            5.7 – 9.1                      ≥ 9.2

Firmicute log10 CFU/g     ≤ 8.6               -                          8.7 – 11.7               -                              ≥ 11.8

Bacteroides log10 CFU/g ≤ 8.1               -                          8.2 – 11.6               -                              ≥ 11.7

 

 

Firmicuteler ve Bacteroideslerin ölçüm deÄŸerleri log CFU/kg cinsinden verilir. Bu deÄŸerlendirmeler sayıların logaritması baz alınarak hesaplamayı gerektirdiÄŸinden bu nedenle her bir bakterinin kendi başına deÄŸeri sayıca optimal olsa dahi F/B oranı yüksek veya düÅŸük olabilir.

  • Mesela, Firmicute sonucu 10 ve Bacteroides sonucu 9 (sedece 1 unit eksik) olsa dahi Firmicute/bacteroides oranı 10 (orta derecede artmış olacaktır, eÄŸer firmicute sonucu 11 ve bacteroides sonucu 9 ise (2 unitlik bir fark) firmicute/bacteroides oranı 100, yani yüksek olarak çıkacaktır.

Tedavi Önerileri

Bağırsak mikrobiotasının optimal dengesini saÄŸlamak için rafine karbonhidrattan ve iÅŸlenmiÅŸ yiyeceklerden fakir, lifçe zengin, esansiyel yaÄŸ asitlerini ve çok çeÅŸitli taze meyva , sebze, baklagiller, fındık, ceviz, badem ve tam tahıllı fitobesinlerden oluÅŸan bir beslenme tarzının sürdürülmesi gerekmektedir. Klinik deneyimlerden yola çıkarak mikrobiyotayı yeniden restore etmek için ÅŸu önerileri dikkate almak gereklidir:

 

a) Bakteriyel, fungal veya parazitik enfeksiyonların tedavisi için spesifik farmasötik veya botanik ilaçların iÅŸin uzmanı bir doktor eÅŸliÄŸinde kullanılması.

b) Bağırsakta harabiyete yol açan medikasyonlardan (antibiyotikler, nonsteroidal antienflamatuvarlar, proton pompa inhibitörleri, oral doÄŸum kontrol ilaçları gibi) ve alkolden uzak durulması.

c) Özellikle Lactobasilli ve Bifidobacteria içeren probiyotiklerin kullanılması. Bu tür probiyotikler Gastrointestinal dengeyi düzenlerler, antienflamatuvar yolakları aktive ederler, bağırsak kontraktilitesini düzenlerler ve IBS semptomlarını azaltırlar, kilo kontrolünü ve insülin hassasiyetini düzenlerler ve intestinal bariyer tabakasının yenilenmesini saÄŸlarlar. Bağırsak florasını bu yararlı bakteriler ile tekrardan oluÅŸturmak patojen olanların ekarte olmasını saÄŸlar. Probiyotikler yoÄŸurt, miso, tempeh ve sauerkraut gibi fermente gıdalarda bulunabilirler veya suplement olarak alınabilirler.

d) Prebiyotikler, bağırsak florasını besleyen, kepek, sindirimi zor olan niÅŸasta, soÄŸan, sarımsak, pırasa, hindiba, asparagus, tofu ve muz gibi oligosakkarid içeren gıda içerikleri probiyotiklerin yararlı etkilerini aratırabilirler. Takviye olarak verilen prebiyotikler, yararlı SCFA seviyesi düÅŸük olan hastalara fayda saÄŸlayabilir.

e) Mide asidi azlığı ( genellikle gastrik asit baskılayıcıları ile yapılan tedavilerden sonucu meydana gelir) ve pankreas yetmezliÄŸi sindirimi ve besinlerin emilimini bozarak disbiyozisin etkilerinin artmasına yol açabilir. EÄŸer gaitada elastase enzim seviyeleri az ise pankreatik enzim almak gerekli olabilir. Yemeklerden önce limon suyu içeren ılık su içmek mide salgısını artırarak sindirime yardımcı olabilir.

f) Disbiyozisi olan hastalar besinsel eksiklikler ile alakalı vitamin ve mineral desteklerinden fayda görebilirler.

g) Düzenli fiziksel egzersizler enflamasyonu azaltarak mikrobiyal çeÅŸitliliÄŸi artırarak besinlerin bağırsaktan geçiÅŸ sürlerini azaltabilirler.

bottom of page